İnsanın kendini çok yalnız hissettiği bazı anlar vardır. Öylesine kapılır ki o yalnızlık hissine kafasında kurar durur. Kimsenin kendisini anlamadığını düşündüğü, değersiz ve mutsuz hissettiği anlar.. O kadar takar ki insanların neler düşündüğünü, bir dönüp de bakmaz ben ne düşünüyorum diye. O, dışlanmış, yalnız ve mutsuzdur. İçten içe acı çekmeye başlar bunları düşüne düşüne. Hatta bu acı bir yerden sonra hoşuna bile gidebilir. Kendine acıma duygusunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında bile olmaz. Peki ya böyle hissedip kendimizi kapatarak elimize ne geçmesini umuyoruz? Hiçbir şey.
Oysa bir durup ruhumuzu dinlesek, kendimizle bir kahve keyfi yapıp kulak versek ruhumuza, hepimizin kendi hayatımızın kahramanı olduğumuzu anlayacağız. Mutlu olmak için insanlara ihtiyacımız olmadığını anlayacağız. Bugün telefonunu sessize al. Kap bir fincan kahveni ve kendi ruhunla sohbet et. Ruhunun tuttuğu ritme eşlik et.. Durma dans et. Önce sen destekle kendini, gerekiyorsa sen eleştir kendini. Ama kimseye hayatına müdahale etme fırsatını verme. Senin mutluluğun, başkalarını, sandığın kadar mutlu etmez. Bunu farkında ol ve her daim kendinin yanında olmayı unutma.
Ve Unutma
Sen kendi müziğinde dans etmezsen başka zevklerin müziğinde sıkışıp kalırsın..
Sevgiyle…